28 Ekim 2015 Çarşamba

Pastifico - Roma

Bir cümle ile ifade etmek gerekirse safkan bir italyan.. Piazza Spagna meydanından giren via della groce de oldukça tarihi bir makarna imalatçısı. 1918 yılından beri aynı adreste. Fakat bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum burası restoran değil, imalatçı. Fakat öğlen 1'den itibaren yeni imal ettikler makarnalardan 2 çeşitini rastgele 2 sosla pişirip servis ediyorlar. Önünde biriken kuyruktan servis saatinin yaklaştığını fark edebilirsiniz. 4 euroya oldukça doyurucu bir porsiyon alabilirsiniz. Zaman zaman yanında şarap da ikram ediyorlar ama yoksa su veriyorlar. Aldığınız makarnayı isterseniz oradaki tezgahta hızlıca yiyebilirsiniz veya alıp marketten alacağınız bir bira veya şarap eşliğinde meydanda keyif yapabilirsiniz. Makarna tam italyan tarzı, kalın ve az pişmiş. Biz gittiğimizde birisi domates ve bacon ile diğeri de enginar ile soslandırılmış, parmessan eşliğinde servis  edilen 2 çeşit vardı. İkisinin de tadına baktık gerçekten güzeldi. Makarnanın sıcaklığı, tazeliği ve soslarda kullanılan malzemelerin kalitesi gerçekten on numara. Aynı zamanda kurutulmuş makarna da satıyorlar. Turistik bir seyahat yaparken, ucuza çok kaliteli bir makarna keyfi yapmak isteyenlere tavsiyemdir.

26 Ekim 2015 Pazartesi

Caffe Greco - Roma


Tek kelime ile bir Roma klasiği. 1760 yılında adından da anlaşılacağı üzere Yunan kökenli birisi tarafından kurulmuş. Roma'nın en canlı ve işlek bölgelerinden birinde, İspanyol Merdivenleri'nin hemen karşısındaki Via Condotti'ye girince sağ tarafta. Ünlü şairler, devlet adamları vs buraya çok sık gelirmiş. Zaten duvarlarında bu resimlere rastlamak mümkün. Ama esas güzel yanı tarihi havayı ve ciddiyeti kaybetmemiş olması. Garsonlar frak ve takım elbise papyonla çalışıyor, inanılmaz derecede saygılı be ciddiler. Masaları genelde ikişer kişinin oturacağı büyüklükte. Duvarlarında çok eski ve güzel tablolar var. Klasik müzik ve jazz tarzı müziklerle insanın önce gözüne ve kulağına hitap ediyor. Tabi ana konumuz ne yiyip içileceği. Roma'da her yerde olduğu gibi burada da alkol bulmak mümkün ama burada içeceğiniz şey kesinlikle kahve çeşitlerinden birisi olsun. Biz latte ve espresso denedik, gerçekten güzeldi. Mekana hemen girdiğinizde solunuzda görebileceğiniz üzere mükemmel tatlıları var. Hiç düşünmeden tavsiye edeceğim tek tatlı, buraya özgü yerel bir lezzet olan cannoli.. Çıtır bir hamur içine ricotta peyniri ve çikolata ile efsanevi bir lezzet, denemeden geçmeyin derim. Fiyatlara gelince Roma için bile çok ciddi pahalı. 2 kahve bir tatlıya çok rahat 25 euro ödersiniz. Fakat Roma'ya kadar gitmişken, en azından bu lezzetlerin yanında, atmosfer ve tarihi de yaşamak isteyenlere tavsiye ederim.

23 Ekim 2015 Cuma

il vero alfredo - roma

Fettucini Alfredo'nun anavatanı dersek çok yalan olmaz herhalde.. Kısaca tarihçesi ile başlayalım. 1908 yılında şimdi olduğundan farklı bir lokasyonda Alfredo tarafından kurulan bir makarna restoranı. Fettucini Alfredo makarnasının yaratıcısı. Fakat daha sonra 1950'lerde şimdiki yerine geçiyor. Roma'da Via Del Corso'ya çok yakın bir lokasyonda. Oldukça eski tarz bir restoran. Öğlen 12:30'da açıyor, 15:30'da kapatıyor, daha sonra 19:30'da açıyor ve 23:30'a kadar açık kalıyor. Dekorasyon ve yapı çok fazla tarih kokuyor. Bütün duvarlar oraya gelen ünlülerin, Alfredo, ortağı ve sonraki kuşak ile avuçladığı makarna resimleri ile dolu, JF Kenedy'den tutunda Arnolda kadar pek çok isim var, bizden de rahmetli Sakıp Sabancı ve Enis Fosforoğlu'nu gördüm. Biz fettucini alfredosunu ve enginarlı risottosunu denedik. Risotto normaldi çok yorum yapmıyorum fakat fettucini gerçekten 10 numara.. Bizdeki gibi tavuk ve mantar ile değil sade sosu ile sunum yapıyorlar ama iddiaya girerimki hayatınızda yediğiniz en iyi fettucini olacak.. Yanına şarap olarak sakın menüdeki pahalı şaraplara girişmeyin, gayet makul fiyata kendi şarapları var ve oldukça lezzetli. Dikkatimi çeken mekanda hiç müzik olmamasıydı, fakat bizim kalkmamıza yakın yaşlıca iki İtalyan beyefendi gitar ve akordiyon ile canlı müziğe başladılar, çok keyifliydi. Fiyatları roma skalasına göre normaldi. Fettucini, enginar ve baconlı risotto ve bir şişe şarap 51 euro hesap geldi. Tabi bahşişi unutmamak lazım. Menünün geneli için çok birşey diyemeyeceğin ama Roma'ya gelirseniz, gerçek ve güzel bir fettucini için muhakkak uğramanızı tavsiye ederim.

22 Ekim 2015 Perşembe

Bonci Pizzarium - Roma

Gerçekten farklı ve güzel, gerçek bir İtalyan pizzası mı istiyorsunuz?.. işte size süper bir adres. Roma'da Vatican'ın hemen üst sokaklarındaki yerleşim alanında, bir bina altında ayak üstü bir pizzacı. İlk gördüğünüzde dışarıdan bir şeye benzetemezsiniz ama içerisi ayrı bir dünya. Bende zaten ünlü şef Antony Bourdain'in programından öğrendiği ve direk yerinde test ettiği üzere Baran kardeşimin tavsiyesi ile gittim. Hareketli zamanında makinadan sıra alıp bekliyorsunuz. Standart bir menüsü yok, aklınıza gelmeyecek içerikte ve çeşitte pizza çıkartıyorlar, gittiğinizde şansınıza hangi çeşitler denk gelirse artık. Klasik mantarlı, margarita vs gibi çeşitlerin yanı sıra işkembeli, közlenmiş biberli, brokolili gibi çok değişik çeşitlerde pizzaları var. En keskin fark hamur yapısı. İnce ve yumuşak hamur tarzı yok. Bizim ramazan pidesini andıran tarzda bir hamura yapıyorlar ve üzerine kullandıkların malzemeler inanılmaz derecede kaliteli. Ben özellikle mozarella ve fesleğenlisini çok beğendim. Pizzaların üstünde kilo karşılığı ücreti yazıyor, istediğinizden istediğiniz kadar kestiriyorsunuz ve tartı usülü fiyatlandırılıyor. Yanında plastik bardağa doldurma kırmızı veya beyaz şarap alabiliyorsunuz. Oturma yeri yok, ya içeride tezgahta ya da dışarıdaki bistro veya sokak banklarında yiyorsunuz. Fiyatları Roma skalası için çok iyi, gayet büyük 3 büyük parça bizza (2 kişiyi doyurur) ve 2 bardak şarap karşılığı 20 euroya çıkarsınız.. Hiç yuh demeyin giden bilir Roma Avrupanın en pahalı şehirlerindendir. Roma'ya tatile veya iş seyahatine giden herkese tavsiyemdir, biraz yürümeyi göze alırsanız gerçekten farklı bir pizza deneyimi yaşarsınız..

7 Ekim 2015 Çarşamba

SushiCo Panora

Bu yazım uzakdoğu mutfağı sevenler ve bu mutfağı merak edenler için. Aslına bakarsanız çok yeni bir keşif değil, bildiğimiz SushiCo restoranlarının Panora Avm'deki şubesinden bahsedeceğim. Yakın zamanda el değiştirmiş, Mahmut bey işin başına geçmiş. Daha önce de aynı restoranın yöneticiliğini yapması sebebi ile hem ortama, hem menüye hem de müşteri beklentilerine çok hakim. Memnuniyetin birinci adımı burada atılıyor. Ortam oldukça şık ve sıcak. Menu oldukça geniş, uzakdoğu mutfağının çeşitli seçeneklerine ulaşma şansınız var. Biz tadına baktıklarımızın hepsini çok beğendik. Her türlü yeni yemeği denemeyi seven ben, yıllardır sushiye ısınamamıştım. Oysa bugün yediğim sushi bana kendisini sevdirmek yolunda bir adım attı. Mahmut bey de özellikle sushi konusunda iddialı olduklarını ifade ediyor, meraklılarına duyurulur. Sushi sevmeyenler içinse geniş menü içinde pek çok seçenek var, benim burada özellikle tavsiye edebileceğim, bizzat benimde denediğim, çıtır patlıcanlı dana eti. Et gerçekten çok yumuşak ve güzel pişmişti, ama kilit noktası kızarmış patlıcanlar, özel bir karışıma buladıkları patlıcanlar yerken insana patates kızartması karışımı bir haz yaratıyor. Bu arada başlangıç için edamame söylemeyi sakın unutmayın. Ayrıca tatlı ekşi soslu tavuk da kesinlikle denemeye değer. Biz yanında bir de yumurtalı pilav aldık, fakat pilav standart ölçülerde, çok ciddi bir farklılığı yoktu. Fiyatlara gelince, gerek restoran konsepti, gerekse bulunduğu yer itibari ile orta üstü bir fiyat yapısında ama kalitesi ile örtüşüyor. Keyifli bir akşam yemeği veya bu mutfaktan hoşlanan bir misafir için tavsiye ederim..